tiflis bulutlara uzanan buzullar gibiler. ikindi yağmurları gelememiş, havada asılı kalmış bulutlar başakların kahverengisiyle...

iki agora arasında bir yangın yeri. Afrodit tapınağını alevler sarmış. kızgın korlarla dağlanmış İsa’nın müritleri. elleri, ayakları...

Gezi Parkında bir çam ağacı ve kozalaklarıyla mırıldandığı şarkı. Pine's song II v1. 6/8 ölçüde Musescore ile yazıldı.

bir parça ışığa saklansam, penceredeki bir çatlaktan içeri sızan. atlamasam bir uçağa, bir gemiye tıkılmasam, yapışmasam bir trenin kıç...

Eteklerine mercanağaçları uzanmış, eteklerin mercanağaçları, omuzlarından ayaklarına dökülüyor saçların, sarı, yeşil. Zamanın peçesine...

Seni dinliyorum, asılı duruyor karanlık eteklerin Soğukta nasıl hareket edemiyorsa parmaklarım beyaz ve kristalize ise gece binbir renkle...

Bugün, her bir harf yakalarını kaldırmış dökülüyorlar belediye caddesinden aşağı. Bugün, bin sekizyüz altmışaltı senesinde yolunu şaşıran...

İki kedi sokakta karşılaştılar. esss, dedi biri, tırnaklarını bembeyaz çatırdadıp aşağı bakan köpekler gibi gerinerek. seee, dedi diğeri,...

Dedesi erkenciydi hep, babası bu sayede akşamcı olmuştu. Akşamcının ak düşünce usturaya vereceği sakallarına dedesinin atölyesinde...

Duyuyor. Kadehlerin çabuk ısındığı bir ağustos öğlesi. Offenburg’da iki tren arası. Gar binasını süpürüyor bir kadın, dudaklarında bir...

Tam kurtulduğumu düşündüğüm anda... Parmaklarından toprağa uzanan gölgeler beyaz. Karşı kaldırıma düşen kristal kahkahaları işitiyor...

Borges’in uçuk mor imgeleminde bir Endülüs gecesi. On ikinci yüzyılın ikinci yarısına düşüyor yirminci yüzyılın ikinci yarısından kopan...

Ölümünden kırk altı yıl sonra Almancaya çevrilen Şehname’nin ikinci beşliğini okusaydı ne derdi acaba Kant: “Düşünce de ona varan yolu...

Sürgün Yine yola koyulmak üzere olan bir çingenenin bohçasına tıkıştırılmıştı sanki çarşı. Sıcak, sarı ve kalabalıktı daracık sokakları....

Sully-Prudhomme // Otururken birlikte, akıp giden bir nehrin kıyısında, izleyerek akıp gittiğini. Birlikte, bir bulut süzülüp...

Galaktion Tabidze // Karmakarışık pencere, gece ve perde, titrek mum ışığı bırakılmış, unutulmuş hayalinin ardından, günbatımında giden...

Galaktion Tabidze // Seyrediyordum, gece yaklaşıyordu, deniz bahçelerini gösterdi bana. —Shota Rustaveli Kalbim Karadeniz’de uzanıp...

Sokak lambasının altına vardığında, saat henüz bire geliyordu. Lambada salınan ışığa çevirip başını, yaprakları birbirine katarak...

Hepsi yok. Hepsi. Hep. Bana soruyor, aşk nasıl? Sana soruyorum, aşk nasıl? Yeryüzünün katılaştığını görüyorum, okyanusya’nın gümüşi...

Bir düşten uyandığını hatırlıyorum. Ben unutmuşum. Sen nasılsa uyanıyorsun. Gözlerinde ağır bir uyuşukluk. Nasıl olduysa sen yorulmuşsun....